Previous Page  255 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 255 / 417 Next Page
Page Background

254

Türkiye’de Rekabet Mahkemelerinin Kurulması Çok Mu Uzak Bir İhtimal?

çimde işleyebilmesinin “

ancak bağımsız faaliyet gösteren ve karar alabilme

yeteneğine ve yetkisine sahip organların yardımları ile gerçekleşe

[bileceği]”ne

dikkat çekilmiş, Türkiye’de bu şekilde faaliyet gösterecek kuruluş-

lara “şiddetle ihtiyaç” olduğu öne sürülerek, “

bu özelliklere sahip Re-

kabet Kurumu

”nun kurulduğu ifade edilmiştir. Benzer biçimde, 20.

maddenin gerekçesinde “

bağımsız faaliyet gösteren idari ve mali özerkli-

ğe sahip, kararlarını herhangi bir organ, makam, merci ve kişinin etkisinden

uzakta serbestçe alabilen bir kuruma ihtiyaç

” olduğu belirtilerek, “

Rekabet

Kurumu

[’nun]

bu ihtiyaca binaen oluşturul

[duğu]” ortaya konmuştur.

20. maddenin gerekçesinin devamında Rekabet Kurumu’nun

oluşturulmasındaki ana ilkenin, “

Kurumun hem politik baskılardan, hem

de kararlarına taraf olacak teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin çeşitli biçimler-

de etkileme yöntemlerinden uzak bir yapıya sahip olmasını temin edebilecek

bir yapıda olmasını sağlamak

” olduğuna dikkat çekilmiştir İlgili madde-

nin gerekçesinden görüleceği üzere Rekabet Kurumu’nun oluşturul-

masındaki neden, gerek çeşitli devlet birimlerinden gelebilecek siyasi

emir ve talimatlardan, gerekse soruşturma konusu piyasa aktörleri-

nin istek ve ricalarından arındırılabilen (deyim yerindeyse “kafakola

alınamayan”)

44

özerk bir kamu kurumu yaratabilmektir. Dolayısıyla

Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’nün böyle bir

yapıya sahip olmadığından hareketle, 4054 sayılı Kanun ile birlikte Re-

kabet Kurumu kurulmuştur.

45

44

Literatürde bu kavramı ifade etmek üzere “düzenleme tuzağı” (“regulatory cap-

ture”) ibaresi de kullanılmaktadır. Düzenleme tuzağı teorisinin hareket noktası

düzenleyici kurumları, zaman geçtikçe tüketicilerin aleyhine olarak, düzenledik-

leri sektördeki teşebbüslere avantaj sağlayacak şekilde hareket etme riskidir. Dü-

zenleme tuzağı teorisine göre, düzenleyici kurumun düzenlediği sektörle ilişki-

leri sağlıklı kurallara bağlanmazsa, özellikle sektöre özel düzenleyici kurumların

karar organlarının teşebbüsler tarafından etki altına alınması söz konusu olabilir.

Zira sektöre özel düzenleyici kurumlar, rekabet otoritelerine kıyasla görevli ol-

dukları sektörle ilgili daha ayrıntılı bilgi, temas ve görüşe sahip olurlar. Bu özel-

likleri nedeniyle düzenleyici içindeki görevleri sona erdiğinde sektördeki aktörler

açısından potansiyel bir yetişmiş eleman olarak kabul edilirler. Şahin Ardıyok,

Doğal Tekeller ve Düzenleyici Kurumlar, Türkiye İçin Düzenleyici Kurum Mode-

li, Rekabet Kurumu Lisansüstü Tez Serisi No: 9, Ankara, 2002, s. 113.

45

Şüphesiz AB’ye üyelik sürecinin gerektirdiği yükümlülükler gözden kaçırılma-

malı ve bunun da Rekabet Kurumu’nun kurulmasının gerekçeleri arasında oldu-

ğu unutulmamalıdır. AB’ye üyelik sürecinde Gümrük Birliği kapsamında 1995

yılında imzalanan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile Türkiye, AB müktese-

batına (acquis communautaire) uygun olarak bir ulusal rekabet mevzuatı oluştur-

mayı taahhüt etmiş ve AB müktesebatı ile uyum (harmonizasyon) yükümlülüğü