Previous Page  70 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 70 / 417 Next Page
Page Background

69

TBB Dergisi 2017 (132)

Ahu KARAKURT EREN

etme ve insanları olumsuz etkilemeye müsait olma özelliğiyle bağlan-

tılı olarak oluşabileceği söylenebilir. Çünkü bir sesin istenmeyen ya da

rahatsız edici ya da insanları olumsuz etkilemeye müsait olduğunun

kime göre, nasıl belirlemesi gerektiği sorusuna cevap bulmak kolay

gözükmemektedir.

40

Bu soruya verilmesi muhtemel cevaplardan ilki,

sesin gürültü olup olmadığına karar verirken toplumun genelinin de-

ğer yargılarını dikkate almaktır. Ancak bu kriterin insanların zevkleri

ve tercihleri çok çeşitli olduğundan yetersiz kalacağı ortadadır. Örnek

ile açıklamak gerekirse klasik müzik kimine göre dünyanın en güzel

müziği iken kimine göre gürültüdür. Bu noktada toplumun genel de-

ğer yargısından bahsetmek mümkün değildir.

Verilebilecek bir diğer cevap, ses seviyesi ölçümüne göre bir ay-

rım yapmaktır. Ses ölçümü, ses basınç seviyesinin ölçü birim olan dB

(desibel) kullanılarak yapılmaktadır. Öğretide gürültüye neden olma

suçuna ilişkin yapılan çalışmalarda gürültü kavramına dair genel bil-

gi verilirken

41

veya başkalarının sağlığına zarar vermeye elverişlilik

42

açıklanırken bu birime göre ortak bir veriye yer verildiği görülmekte-

dir. Bu veri; 0-50 dB arası sesiz, 50-60 dB arası orta derece gürültülü,

60-70 dB arası gürültü, 70-80 dB arası çok gürültülü, 85 dB ve üstü

sesler rahatsızlık sebebi şeklindedir.

43

Ancak bu veriye yer verilen ça-

40

Bu güçlük sebebiyle olsa gerek tarafımızdan yapılan içtihat taramasında TCK’nın

183. maddesini konu alan ve bir sesin gürültü vasfı taşıyıp taşımadığının istenme-

me, insanları rahatsız etme özellikleriyle bağlantılı olarak tartışıldığı bir mahkeme

kararına rastlanmamıştır. Bu durum, uygulamada TCK’nın 183. maddesi bakı-

mından insan tarafından duyulabilen her sesin gürültü olarak nitelendirildiği ya

da gürültünün ses ile eş anlamlı olmak üzere kanunda kullanıldığının varsayıldığı

şeklinde bir genellemeye gidilmesine elverişlidir. Ancak bu genellemeyle örtüş-

meyen ve haber haline getirilip ulusal basına yansıyan bir takipsizlik kararına da

dikkat çekmek gerekir. Söz konusu habere göre cami hoparlörlerinden 104 dB’ye

varan şiddette ezan yayınlandığı, günde beş kere yapılan ezan yayının toplumun

ruh ve beden sağlığını etkilediği iddiasıyla Erzurum Cumhuriyet Savcılığı’na suç

duyurusunda bulunulmuştur. Savcılık makamı ezanın gürültü olarak nitelendiri-

lemeyeceği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Bkz. Mil-

liyet Gazetesi, 07.05.2012 tarihli ve “Ezan İçin Suç Duyurusunda Bulundu” baş-

lıklı haber,

http://www.milliyet.com.tr/ezan-icin-suc-duyurusunda-bulundu-

gundem-1537339/, (22.09.2016)

41

Bkz. Gezgin Kayan, s.112; Yokuş Sevük, Gürültüye Neden Olma Suçu, s.364.

42

Bkz. Aygörmez Uğurlubay, s.474.

43

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Gürültü

ve Titreşim Kontrolü Şube Müdürlüğü gürültüyü şöyle derecelendirmektedir:

1. derece gürültü:30-65dB(A) => konforsuzluk, rahatsızlık, öfke, kızgınlık, uyku

düzensizliği ve konsantrasyon bozukluğu, 2. derece gürültü: 65-90 dB(A) => fiz-