

70
Türk Ceza Kanunu’nda Gürültüye Neden Olma Suçu
lışmalarda 50 dB’in altındaki seslerin gürültü vasfı taşımayacağı yö-
nünde bir genellemeye gidilmemesi dikkat çekicidir. Bu durumun ne-
deni, dB ölçü biriminin gürültüye değil sese ilişkin bir birim olması ile
açıklanabilir. Bir sesin hoşa gitmesi ya da gitmemesi, insanları olum-
suz etkilemeye müsait olması veya olmaması sadece sesin düzeyine
göre değil, sesten etkilenen insanların zevkleri, bulundukları mekânın
özgülendiği amaç, o yerde yürütülen faaliyet, zaman, sesin sıklığı, tipi
gibi pek çok değişkene göre de farklılaşabilir.
44
İfade edilen nedenle
salt Db cinsinden büyüklüğünden hareketle gürültü vasfı taşıyan sesin
asgari değerine ilişkin bir saptama yapmak mümkün değildir.
Öte yandan Db cinsinden büyüklüğü arttıkça sesin gürültü olarak
nitelendirilmesinde sübjektif değişkenlerin etkisinin azaldığı söylene-
bilir. Örneğin roket fırlatma sebebiyle doğan sesin şiddeti 180Db(A)’dır
ve 140 Db(A)’yı aşan şiddetteki seslerin insanlar için dayanılmaz oldu-
ğu, ciddi beyin tahribatı, kulak zarının patlaması gibi somut sonuçla-
ra yol açtığı bilinmektedir.
45
O halde insan üzerinde etkileri dikkate
alındığında roket fırlatma sesinin insanların hoşuna gidebileceğini ve
gürültü vasfı taşımadığını söylemek mümkün değildir.
Yukarıda yaptığımız açıklamalardan hareketle ulaştığımız sonuç;
sesin şiddeti azaldıkça gürültü nitelendirmesinin artan oranda sübjek-
tif bir değerlendirme haline geldiği, bu sebeple de gürültü kavramının
belirsizliği içerecek kadar göreceli bir kavram olduğudur. Ceza kanun-
larında kullanılan tüm kavramların bizzat kanunda tanımlanması ge-
yolojik reaksiyonlar; kan basıncı artışı, kalp atışlarında ve solunumda hızlanma,
beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani refleksler, 3. derece gürültü: 90-120 dB(A)
=> fizyolojik reaksiyonlar, baş ağrıları, 4. derece gürültü: 120-140 dB(A ) => iç ku-
lakta devamlı hasar, dengenin bozulması, 5. derece gürültü: >140 dB(A) => ciddi
beyin tahribatı, kulak zarının patlaması, (Bkz.
http://gurultu.cevreorman.gov.tr/gurultu/AnaSayfa/gurultu.aspx?sflang=tr, (19.08.2016)
44
Bu tespiti destekleyici hususlara ÇGDYY ve ekinde yer alan gürültü seviyesi sınır
değerlerine ilişkin kurallardan varmak mümkündür. Çünkü bazı sınır değerler
mekâna ve o mekanda yürütülen mutat faaliyete ya da zamana göre belirlenmiş-
tir. Örneğin iç ortam gürültü seviyesi sınır değerlerine ilişkin tabloda; yataklı te-
davi kurum ve kuruluşları, dispanser, poliklinik, bakım ve huzur evleri için sınır
değer, (kapalı pencere) 35 dB(A)- (açık pencere) 45 dB(A); dinlenme ve tedavi
odaları için sınır değer, (kapalı pencere) 25 dB(A)- (açık pencere) 35 dB(A) olarak
öngörülmüştür. Yine ÇGDYY ve ekinde gürültü sınır değerleri gündüz, akşam ve
gece seviyeleri ayrımı yapılarak tespit edilmiştir.
45
Bkz. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Gürültü
ve Titreşim Kontrolü Şube Müdürlüğü,
http://gurultu.cevreorman.gov.tr/gurul-tu/AnaSayfa/gurultu.aspx?sflang=tr, (19.08.2016)