Background Image
Previous Page  131 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 131 / 521 Next Page
Page Background

Geçmişten Günümüze Azınlık Vakıflarının Mal Edinmeleri Sorunu

130

3.2.2. 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun Öngördüğü Düzenleme

5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nda cemaat vakıflarının mal edin-

meleri, özellikle taşınmaz mal edinmeleri hususunda, iki maddede

düzenleme yapılmıştır. Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasında,

söz konusu vakıfların ileriye dönük mal edinmeleri ve mevcut malla-

rı üzerindeki tasarruf yetkileri düzenlenirken; Geçici 7. maddesinde

98

ise söz konusu vakıfların 1936 Beyannamesinden sonra elde ettikleri

taşınmazların kendi adlarına kayıt edilmesine ilişkin hükümler yer al-

maktadır. Ancak, çalışmamızın konusunu, Kanun’un 12. maddesinin

birinci fıkrasındaki hüküm oluşturduğundan, Geçici 7. madde üzerin-

de durulmayacaktır.

5737 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrası

“Vakıflar; mal

edinebilirler, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilirler.”

şeklin-

dedir.

Söz konusu kural, “vakıflar”ın önceden herhangi bir merciden izin

almaksızın, mal edinebileceklerini ve malları üzerinde her türlü tasar-

rufta bulunabileceklerini ifade etmektedir. Kuralda geçen “vakıflar”

sözcüğünün, aynı Kanun’un 3. maddesi uyarınca mazbut, mülhak ce-

maat ve esnaf vakıflarını ifade etmesi karşısında, gerek MK hüküm-

lerine göre kurulan gerekse MK’un kabulünden önce kurulan cemaat

vakıflarının özellikle taşınmaz mal edinebilmelerine yasal dayanak

oluşturulmuştur.

Maddenin gerekçesinde,

“Madde ile; halen izin almak suretiyle mal

alabilen vakıfların, özel hukuk tüzel kişileri olmaları göz önüne alınarak, hiç­

bir makam ve merciden izin almaksızın mal alabilecekleri ve malları üzerin­

de serbestçe tasarruf edebilecekleri hükmü getirilirken, vakfın devamlılığının

sağlanması açısından mülhak, cemaat ve yeni vakıflara başlangıçta özgülenen

98

5737 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddesi şöyledir:

“Cemaat vakıflarının;

a)

1936 Beyannamelerinde kayıtlı olup, halen tasarruflarında bulunan nam-ı müstear veya

nam-ı mevhumlar adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlar,

b)

1936 Beyannamesinden sonra cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat

vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle halen;

Hazine veya Genel Müdürlük ya da vasiyet edenler veya bağışlayanlar adına tapuda

kayıtlı olan taşınmazlar,

tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu Kanunun yürürlüğe girdiği

tarihten itibaren onsekiz ay içinde müracaat edilmesi halinde, Meclisin olumlu kararından

sonra, ilgili tapu sicil müdürlüklerince cemaat vakıfları adına tescilleri yapılır.”