Background Image
Previous Page  238 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 238 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (96)

Halide Gökçe TÜRKOĞLU

237

duklarına inanmamız gerekir. Ancak, insanlarla olan ilişkilerimiz na-

sıl şekillendireceğiz? Biz, tüm insanlık için bazı hakların ortak kabul

edildiği bir toplumda yaşamaktayız.(

iudicat aliquod esse commune ius

generis commune

). Bu yüzden bazı davranışlar, düşmana karşı yapıl-

mış olsalar bile, yanlış olarak tanımlanır. İnsan ilişkilerini düzenlerken

uyulması gereken tek bir kural vardır. Gördüğümüz herşey, ister beşe-

ri olsun, ister ilahi, aslında tektir. Bizler, hepimiz tek bir bütünün par-

çalarıyız. Bütün insanlar aslında, aynı tek kaynaktan ve tek bir amaç

için yaratılmış, aralarında kan bağı olan akrabalardır. Doğa bizi aynı

kaynaktan yarattı ve hepimize aynı sonu yaşaracak. O bizi karşılık-

lı sevgi, yardımseverlikle donatmış, bize şefkat gösterip, adil olmayı

öğretmiştir. Doğumlarımız ortak olduğu için, aramızdaki ortaklıklara

sahip çıkmamız gerekir.”

22

Seneca’nın bu idealist görüşü, doğal olarak Roma dünyasında

gerçek anlamıyla uygulanamamıştır. Akdenizin yeni efendisi olan

Roma’lıların yabancılarla ilişkilerinin kapsamı ve sayısı zaman içinde

artmış, ancak yabancılarla, Roma vatandaşlarının eşit haklara sahip ol-

ması, tam anlamıyla uygulanmamıştır.

23

Antik Roma’da, Roma vatandaşları ile yabancılar arasında büyük

farklılıklar yaratılmasının önemli bir sebebi de, Roma’lıların diğer ırk-

lara karşı büyük bir önyargı beslemeleri, kendilerini üstün ırk olarak

kabul etmeleri idi.

24

Roma’lılar, Roma vatandaşı olmayı büyük bir

22

Sen. Epp. 48.2.3,95.50-53, Yine Seneca,

“insan kanıyla beslenen, canice davranan

kişilerin yapmış olduğu bir iyilik karşısında onlara herhangi bir şey vermeye, iyiliğine

karşılık vermeye gerek yoktur çünkü, o insan haklarına aykırı davranmaktadır. Böyle bir

kimse, benim vatanıma değil de, kendi vatanına saldırıyor olsa ve bu yüzden de benimle

arasında herhangi bir kişisel düşmanlık olmasa bile, onun ahlaki bozukluğu kendisinden

nefret etmem için yeterli olur ve beni tüm insanlığa karşı olan görevimi yerine getirmemi

zorunlu hale getirir”. Sen. Epp.7.19.8. Seneca, imparator Nero’yu da, insan haklarını

dikkate alması yönünde teşvik etmiştir. “Bir imparatorun ölüm cezasına mahkum edilmiş

olanları dahi, ölüme gönderme hususundaki isteksizliği, tümmilletlere duyurulmalıdır. Bu

şekilde imparatorun merhameti ve insan sevgisi, herkes tarafından bilinir.”

Daha sonra

bu bakış açısı daha da genişletilmiş, Roma’nın insanlığı kurtarması için Tanrılar

tarafından seçilmiş olduğu ve Roma imparatorlarının insanlığın babaları, olduğu

savunulmuştur. Bu yüzden de, insanlığın korunması ve kurtarılması Roma

imparatorlarının insiyatifine kalmıştır. Willy Sorensen,

Seneca, The Humanist at the

Court of Nero

, Transl. by Glyn Jones, Edinburgh 1984, s. 170 vd.

23

Sorensen, s. 173.

24

Örneğin Romalılar, Kartacalılarla kanbağı olduğunu kabul ettikleri Sardunyalılara

karşı önyargı beslemişlerdir. Benzer şekilde Roma’lıların Sicilya’lılar ve

Yunanlılardan da hoşlanmadıkları düşünülmektedir. Adrian Nicholas Sherwin-