Background Image
Previous Page  245 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 245 / 521 Next Page
Page Background

Roma Hukukunda

Humanitas

ile Maiestas Populi

Romanı Arasındaki Bağlantı

244

faydalanılmak amacını taşımaktadırlar. Bu yüzden de, kamu çıkarları

bu çeşit insanların bireysel çıkarlarının önüne geçebilir. Dolayısıyla,

bir diğer grup insan, onları yönetmek ve emeklerinden faydalanmak

hakkına sahip olmaktadır. Yönetenlerin, yönettikleri insanların sela-

matlerini gözetmeleri gerekmektedir. O halde yönetmek, zulmetmek

biçimde olamaz. Ancak, yönetmek sırasında sertlik kullanılması da

kaçınılmazdır. Bu şekilde ahlak ve şiddet birbiriyle bağdaştırılmaya

çalışılmıştır. Yönetmek, şiddet kullanmayı da kapsar, fakat yönetinin

ahlaki sorumluluğu vardır. Böyle bir yaklaşım, yönetmenin önemi

vurgular. Roma’lılar için Roma devleti en kutsal varlıklardan biri,

Roma vatandaşı olmak ise, en büyük ayrıcalıklardan biri idi. Bu yüz-

den devlete karşı işlenen suçlar en ağır şekilde cezalandırılmaktaydı.

Roma devletine ihanet edenler kimseler,

humanitas

’tan yoksun bıra-

kılırlardı.

43

Roma’nın Kartaca’ya karşı kazandığı zafer sonrasında, Kartaca’lı-

lara yapılan insanlık dışı muameleler de, bu bakış açısıyla belli oranda

haklı gösterilmeye çalışılmıştır. 226 yılında Roma ile Kartaca arasında

yapılan anlaşma çerçevesinde, Kartaca halkının İspanya’nın kuzeyi-

ne girmeleri yasaklanmıştı. Kartacalı’ların bu anlaşmayı ihlal etmeleri,

Roma’nın Kartaca’yı yerle bir etmesini haklı gösteren bir neden olarak

gösterilmekteydi. Roma’lılara göre, bir devletin merhamet talep ede-

büyük zaferini Epirus’da 70 şehiri tamamen yok ederek ve 150 bin kişiyi köle

olarak toplayıp, sattırarak perçinlemesine rağmen, bu zalimliği onun

humanitas

’na

herhangi bir gölge düşürmemiştir. Censor Cato 150 yılının sonunda yaptığı bir

konuşmasını “

ceterum censeo Carthaginem esse delendam

” diyerek bitirmiştir.

(Hatta, Kartaca’nın yok edilmesini öneriyorum). Diod. 31.9 Walbank, s. 91 vd.

Aynı tarihlerde, Carneades’in görüşleri de, Roma’nın yalnızca kendi çıkarlarını

korumayı amaçladığı yönündedir. Carneades’e göre doğal adalet diye bir şey

bulunmamaktadır. Ona göre insan davranışlarındaki doğal belirteç, bencillik

ve kişisel çıkarlarını korumakdır. Roma imparatorluğunu, hem tanrılara, hem

de insanlara adaletsiz şekilde davranarak oluşturmuştur. Bu yüzden de, hiçbir

zaman çıkarcılıktan vazgeçememektedir. Walbank, s. 107 vd.; Colin Wells,

The

Roman Empire

, 6. Ed., London 2004, s. 256 vd.

43

Roma’lılar, savaşta galip eden komutanların, mağlup olanları

“insan”

olarak

görmeleri gerektiğini ve bu yöndeki davranışların barışı sağlayacağını

savunmuşlardır. Savaşta yenilen tarafa gösterilen bu ılımlı bakış açısı, vatana

ihanet eden Roma’lılar için kabul edilmemiş ve bu sırada insan hakları

ihlallerinde bulunulması önemsenmemiştir. Roma hukuku kaynaklarından,

humanitas

kavramının ilk olarak, MÖ. 80’lı yıllarda kullanıldığı, bundan önce ise,

humanitas

’ın bilinmediği anlaşılmaktadır. Arnold Hugh Martin Jones,

The Criminal

Courts of the Roman Republic and Principate

, Blackwell Press, Oxford 1972, s. 165.