

TBB Dergisi 2011 (96)
Yeliz ŞANLI ATAY
303
yürütme ve yargı organları, idare makamları ve diğer kamu kurum
ve kuruluşlarının uymakla yükümlü olduğu gerekçe kılınmakta ve bu
gerekçe,
“hukuk devleti”
ile
“belirlilik”
ilkeleri ile desteklenmektedir. Bu
çerçevede, kuralın doğrudan uygulanabilir nitelikte olup olmadığı so-
rusuna olumlu yanıt verilmektedir:
“(…) Kural olarak Anayasa hükümle
ri doğrudan uygulanacak hükümler olmayıp, Anayasada öngörülen düzenle
melere ilişkin olarak uygulama ile ilgili kanunların çıkarılması gerekir. Ancak
Anayasanın ayrıntılı biçimde düzenlediği konularda uygulama kanunu çıka
rılması gerekmediği gibi, mevcut kanunda Anayasaya uygunluğu sağlaya
cak değişiklik yapılması gerekiyorsa bu değişikliğin yapılması beklenilmeden
ayrıntılı Anayasa hükümlerinin doğrudan uygulanacağı kabul edilmektedir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 8.12.2004 günlü ve E:2004/84, K:2004/124
sayılı kararında; “Özel kanunlarda aksi yönde bir kural bulunmaması halinde
idari yaptırımlara karşı ilgililerin belirtilen düzenlemeler uyarınca idari yargı
yoluna başvurabilecekleri kuşkusuzdur. Bu bağlamda, 5225 sayılı Kanun’da
iptali istenen kurallar yönünden başvurulacak kanun yolu ve süresinin özel
olarak öngörülmemiş olması, Anayasa’nın 40. maddesine aykırılık oluştur
maz. Kaldı ki, 40. maddenin ikinci fıkrasıyla Devlet’e verilen görev, somut
olaylarda ilgili kişiler hakkında tesis edilen işlemlere karşı başvurulacak ka
nun yolları ve merciler ile sürelerin belirtilmesi zorunluluğu olup, bu hu
suslara ilişkin olarak her yasada özel bir düzenleme yapma yükümlülüğü
içermemektedir.” açıklaması da Anayasanın sözkonusu 40 ncı maddesinin
ikinci fıkrasının doğrudan uygulanabilirliği konusuna açıklık getirmektedir.
Bu nedenle, Anayasanın 40 ncı maddesinin ikinci fıkrası, ayrı bir yasal dü
zenlemeyi gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir kural olup, ön
celikle uygulanma zorunluluğu vardır. Buna göre; yasama, yürütme ve yargı
organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının
işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolla
rı ile sürelerini belirtmeleri zorunludur”
.
39
Konuya ilişkin diğer Danıştay
kararlarında da,
“İdari işlemlere karşı başvuru yollarının son derece ayrın
tılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan
başvuru yollarına istisna getirilebilmesi ilgili kişiler bakımından sıkıntılar
oluşturmakta, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvuracağının
bilinmemesi birçok kez kişi bakımından mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu
durumda da kişilerin hak arama özgürlüğünün kısıtlanması, bununla birlikte
39
D.4.D., E.2005/2134, K.2006/2156, k.t.13.11.2006,
Danıştay Dergisi,
Yıl 37, Sayı 115,
2007, s. 177-180.