

TBB Dergisi 2011 (96)
Yargıtay Kararları
427
Zorunlu müdafii görevlendirilmiş ve sanığın bunu kabul etmiş ya
da bu atamaya karşı herhangi bir itirazda bulunmamış olduğu durum-
larda; vekâletnameli müdafie yapılan tefhim ve tebliğde olduğu gibi,
zorunlu müdafie yapılan tefhim ve tebliğ de kendisine bağlanan tüm
hukuksal sonuçları doğuracaktır.
Olaya başka bir açıdan bakıldığında;
Anayasanın 36. maddesinde; “
Herkes, meşru vasıta ve yollardan fay
dalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia
ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir
” hükmüne yer verilmiş,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “
adil yargılanma hakkını
” düzen-
leyen 6. maddesinin 3. fıkrasının b ve c bentlerinde ise;
“her sanığın en
azından,
...b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip
olmak;
c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından
yararlanmak ve eğer avukat tutmak için mali olanaklardan yoksunsa ve ada
letin selameti gerektiriyorsa mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para
ödemeksizin yardımından yararlanabilmek…
” hakkına sahip olduğu belir-
tilmiştir. Buradan çıkarılması gereken sonuç; savunma hakkının, temel
insan hakları arasında yer alan hak arama özgürlüğünün bir gereği
olduğu ve avukat tutma hakkının da savunma hakkından ayrı düşü-
nülemeyeceği gerçeğidir.
Mevzuatımızda zorunlu müdafiilik sistemini öngören yasanın
amacı, kendisini savunmak için yeterli maddi olanağı bulunmayan-
ların, bu hakkı kullanamamalarından kaynaklanabilecek olası hak
kayıplarının önlenmesi, dolayısıyla da savunma hakkının etkin kul-
lanılabilmesinin sağlanması suretiyle adil yargılamanın gerçekleştiril-
mesidir. Bunun doğal sonucu olarak, maddi olanakları elverişli olan
sanık nasıl ki vekâletname vermek suretiyle dilediği avukatı serbestçe
tayin edebiliyorsa, maddi olanağı bulunmayan sanığın da aynı şekilde
müdafiliğini üstlenecek avukatını serbestçe belirleyebilmesi, en azın-
dan kendisine tayin edilen avukatı değiştirme hakkının bulunması,
daha da ötesi görülmeye başlayacak davada kendisine müdafii ola-
rak bir avukat atanacağının sanığa bildirilmesi gereklidir. Kendisine
müdafii atandığını dahi bilmeyen ya da kendisine müdafii atanmakla